🗓️ 2 gün
📍7 durak
💰Ortalama fiyat
🌎Genel rota
☁️Her mevsim ziyaret edilebilir
👣Yaklaşık 37.600 adım

Edirne, tarihi zenginlikleri, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle büyüleyen bir şehirdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olarak hizmet vermiş olan bu şehir, Selimiye Camii gibi muazzam eserleri bünyesinde barındırır. Meriç Nehri'nin kıyısındaki köprüleri ve Karaağaç semtiyle tarihin izlerini her adımda hissedersiniz.Edirne'nin sokaklarında dolaşırken, geleneksel pazarları ve lezzet duraklarıyla karşılaşırsınız. Aydın Tava Ciğer'den başlayarak, şehrin meşhur lezzetleriyle tanışabilir ve tarihi kahvehanelerde vakit geçirebilirsiniz. Kent Ormanı ise şehir merkezine sadece birkaç adım uzaklıkta, doğayla iç içe keyifli bir kaçış sunar.Sarayiçi'nde yer alan Selimiye Camii, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alır ve mimari ihtişamıyla göz kamaştırır. Ayrıca, Edirne'nin her köşesinde tarih kokan yapılar ve sokaklar, geçmişin büyüsünü günümüze taşır.Edirne, sadece tarihi ve kültürel değerleriyle değil, aynı zamanda renkli festivalleri, zengin mutfağı ve misafirperver halkıyla da ön plana çıkar. Bu şehir, sizi hem tarihle buluşturacak hem de unutulmaz bir seyahat deneyimi sunacak bir destinasyondur. Edirne'de geçirdiğiniz her an, size bu şehrin eşsiz güzelliklerini keşfetme fırsatı sunar.
🚗 1.gün - 4 durak
Beyazıt Külliyesi ve Şifahane

Edirne'nin tarihî zenginliklerinden biri olan 2. Beyazıt Külliyesi ve Şifahane, Osmanlı İmparatorluğu'nun mimari ihtişamını ve sağlık kültürünü günümüze taşıyan önemli bir mekandır. Bu kutsal alan, sadece tarih severlere değil, aynı zamanda mimariye ve sağlık tarihine ilgi duyan herkese benzersiz bir deneyim sunar.2.Beyazıt Külliyesi, Osmanlı Padişahı II. Beyazıt tarafından 1488 yılında inşa edilmiştir. Külliye, büyük bir cami, medrese, imaret, şifahane, darüşşifa, sıbyan mektebi, dârü'l-kurra, dârü’l-hadis ve hamamdan oluşur. Bu kompleks, Osmanlı mimarisinin ve şehirciliğinin en iyi örneklerinden biridir.Caminin muazzam kubbesi ve minaresi, şehrin siluetine hakim olurken, iç mekandaki çini süslemeleri ve detaylar, ziyaretçilere Osmanlı döneminin estetik zenginliğini sunar. Medrese, Osmanlı eğitim sisteminin bir yansıması olarak, dönemin ilim ve kültür hayatına ışık tutar.Şifahane ise, o dönemdeki sağlık kültürünü yansıtan önemli bir yapıdır. Burada kullanılan tıp malzemeleri ve tedavi yöntemleri, Osmanlı dönemindeki sağlık anlayışını görmek için bir pencere açar. Şifahane, sadece bedensel sağlığa değil, aynı zamanda manevi sağlığa da hizmet eden bir mekan olarak tasarlanmıştır.2.Beyazıt Külliyesi ve Şifahane, tarihî atmosferi ve mimari zarafetiyle Edirne'nin kültürel mirasına büyük bir katkı sağlar. Ziyaretçiler, bu kutsal alanda dolaşırken sadece Osmanlı döneminin izlerini değil, aynı zamanda o döneme ait sağlık ve eğitim anlayışını da keşfederler. 2. Beyazıt Külliyesi ve Şifahane, geçmişin büyüsünü günümüze taşıyarak, tarih ve kültür meraklılarını kendine çeken bir hazinedir.
2. Selimiye Camisi

Edirne'nin siluetine hükmeden, Osmanlı İmparatorluğu'nun en görkemli camilerinden biri olan Selimiye Camisi, mimari şaheseri ve tarihî bir hazinesi olarak ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Bu muazzam yapı, Osmanlı mimarisinin doruk noktasını temsil eder ve tarih boyunca mimarlık alanındaki en önemli eserlerden biridir.Selimiye Camisi, Osmanlı Padişahı II. Selim tarafından Mimar Sinan'a 1568 yılında yaptırılmıştır. Cami, sadece ibadet için değil, aynı zamanda bir kültür ve sanat merkezi olarak tasarlanmıştır. Mimar Sinan'ın ustalığı, caminin kubbesinden minaresine, şadırvanından avlusuna kadar her ayrıntıda kendini gösterir.Caminin muazzam kubbesi, Osmanlı mimarisinin en yüksek kubbesi olma özelliğini taşır ve iç mekanın aydınlık atmosferini vurgular. Renkli camlarla süslenmiş pencereler, namaz kılanları sürekli bir doğal ışıkla aydınlatırken, caminin geniş avlusu, ziyaretçilere meditatif bir atmosfer sunar.Selimiye Camisi'nin dört minaresi, Edirne'nin her köşesinden görülebilen birer anıt niteliğindedir. Minarelerin detaylı süslemeleri, Osmanlı sanatının en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilir. Caminin içinde ise zengin çini işçiliği, hat sanatı ve detaylı ahşap oyma işçiliği, ziyaretçilere Osmanlı döneminin estetik zenginliğini görmeleri için bir şölen sunar.Selimiye Camisi, aynı zamanda kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yaparak, Edirne'nin kültürel hayatına katkı sağlar. Caminin çevresinde yer alan çeşmeler ve türbeler de, Osmanlı döneminin bu muazzam eserini tamamlar.Selimiye Camisi, sadece Edirne'nin değil, tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir mimari şaheserdir. Mimar Sinan'ın ustalığı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun zirvesindeki mimari anlayışıyla inşa edilen bu cami, tarih ve mimari tutkunlarını büyüleyici bir yolculuğa davet eder.
3. Üç Şerefeli Cami

Edirne'nin tarihî mirasında derin izler bırakan Üç Şerefeli Cami, Osmanlı İmparatorluğu'nun zengin mimari geçmişini yansıtan önemli bir dini yapıdır. Bu cami, üç şerefeli minaresi ve estetik detayları ile Osmanlı sanatının benzersiz örneklerinden birini sunar.Üç Şerefeli Cami, Osmanlı Padişahı Murat II tarafından 1437 yılında Mimar İsa'ya yaptırılmıştır. Cami, dönemin mimari zevkini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünü temsil eden muazzam bir yapıdır. Adını, caminin dört minaresinden biri olan üç şerefeliden alır ve bu mimari detay, camiye karakteristik bir özellik kazandırır.Caminin iç mekanı, Osmanlı döneminin mimari estetiğini yansıtan zarif süslemelerle doludur. İçerideki sütunlar, mihrap ve minber, o dönemin taş işçiliği ve oyma sanatının ne denli yüksek bir seviyede olduğunu gösterir. Çini işçiliği ve hat sanatının da hakim olduğu caminin iç mekanı, ziyaretçilere Osmanlı dönemi sanatının zenginliğini hissettirir.Üç Şerefeli Cami'nin avlu alanı da estetik açıdan önemli detaylara sahiptir. Avluda yer alan şadırvan, dönemin su mimarisinin güzel bir örneğidir. Ayrıca, cami çevresindeki türbeler ve mezar taşları da Osmanlı döneminin sosyal dokusuna ışık tutar.Caminin dört minaresi, Edirne'nin siluetine kendine özgü bir çekicilik katar. Her biri farklı detaylarla süslenmiş olan minareler, Osmanlı mimarisinin inceliklerini ve zenginliğini sergiler. Caminin avlusundan yükselen kubbesi ise şehrin gökyüzündeki bir anıt gibi parlar.Üç Şerefeli Cami, sadece Edirne'nin değil, Osmanlı İmparatorluğu'nun mimari mirasına önemli bir katkı sunar. Ziyaretçiler, bu camiyi ziyaret ederek Osmanlı dönemi mimarisine, sanatına ve tarihine dair benzersiz bir deneyim yaşama fırsatı bulurlar.
4. Aydın Tava Ciğer

Edirne'nin sokaklarında dolaşırken karşılaşacağınız eşsiz bir lezzet deneyimi olan Aydın Tava Ciğer, geleneksel Türk mutfağının en özel tatlarından birini sunan seçkin bir mekan olarak bilinir. Bu lezzet durağı, Edirne'nin gastronomik zenginliğini taçlandıran ve yerel tatların izini sürmeye davet eden bir noktadır.Aydın Tava Ciğer, adını Edirne'nin tarihî Aydın Kapı semtinden alır ve bu semtin lezzet geleneğini günümüze taşır. Lokanta, tava ciğer konusundaki uzmanlığı ile bilinir ve bu lezzeti en iyi şekilde sunarak misafirlerine unutulmaz bir deneyim vadeder.Menüde yer alan tava ciğer, dışı çıtır, içi yumuşacık bir dokuya sahiptir. Lezzetin sırrı, ciğerin özenle seçilmiş olması ve geleneksel yöntemlerle hazırlanmasında yatar. Aydın Tava Ciğer, ciğerin yanı sıra taze baharatlar ve özel soslar kullanarak damakları mest eder.Restoranın sıcak ve samimi atmosferi, ziyaretçilere geleneksel Türk misafirperverliğini sunar. Edirne'nin tarihî atmosferine uygun dekore edilmiş olan mekan, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin buluşma noktasıdır. Özellikle öğle ve akşam saatlerinde yoğun olan Aydın Tava Ciğer, lezzet tutkunlarını ağırlayarak Edirne'nin gurur kaynaklarından biridir.Aydın Tava Ciğer, Edirne'nin gastronomik haritasında lezzetli bir durağı temsil eder. Geleneksel Türk mutfağının en sevilen ikramlarından biri olan tava ciğer, bu mekanda ustaların ellerinde özel bir tat dalgasıyla buluşur. Aydın Tava Ciğer, hem yerel halkın hem de şehri ziyaret edenlerin damaklarında unutulmaz bir iz bırakan, lezzet dolu bir duraktır.
🚗 2.gün - 3 durak
1. Meriç Nehri

Edirne'nin tarihî siluetine güçlü bir dokunuş yapan Meriç Köprüsü, Osmanlı İmparatorluğu'nun mühendislik harikalarından biri olarak, tarih ve mimari tutkunlarını cezbetmeye devam eder. Bu muazzam köprü, Meriç Nehri üzerinde, şehrin tarihî ve kültürel zenginliklerini birbirine bağlayan bir sembol haline gelmiştir.Meriç Köprüsü, Osmanlı Padişahı II. Bayezid tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmış ve 1443 yılında tamamlanmıştır. Bu tarihî köprü, Edirne'nin tarihî dokusunu modern zamanla buluşturan, hem estetik açıdan büyüleyici hem de mühendislik açısından etkileyici bir eserdir.Köprünün mimari detayları, Osmanlı dönemi taş işçiliği ve oyma sanatının en güzel örneklerini yansıtır. Geniş kemerleri ve zarif tasarımı, köprünün sadece bir ulaşım aracı olmanın ötesinde, bir sanat eseri olarak görülmesine neden olur. Bu köprü, Osmanlı İmparatorluğu'nun köprüler konusundaki ustalığını vurgular.Meriç Köprüsü, Edirne'nin tarihî şehir merkezini, Sarayiçi'ni Selimiye Camii'ne bağlar ve şehri iki yakasında birleştirir. Köprünün yaya yolları, ziyaretçilere nehir manzarası eşliğinde keyifli bir yürüyüş deneyimi sunar. Ayrıca, köprü üzerinden geçerken etrafındaki tarihî dokuyu ve şehrin güzelliklerini görmek mümkündür.Meriç Köprüsü, sadece mimari bir şaheser olmanın ötesinde, Edirne'nin kültürel ve tarihî bir sembolüdür. Nehir kenarındaki çay bahçelerinde oturup köprünün eşsiz manzarasını izlemek, hem şehrin tarihî atmosferini yaşamak hem de geçmişin büyüsüne kapılmak için harika bir fırsattır. Edirne'nin bu tarihî köprüsü, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin hayranlıkla izlediği, tarihî ve estetik bir şaheserdir.
Tüm konumları detayları ile birlikte görüntülemek için ;
Komentáře